Tarsus, kısa bir süre ismini taşıdığı Julius Casear’ın ölümünün ardından doğu eyaletlerinin idaresini üstlenen Marcus Antonius ile yeniden eyalet merkezi olmuştur. Genç imparator naibi bu sayede Tarsus’u M.Ö. 41’den hemen sonra yeniden düzenlemek için büyük imar faaliyetleri gerçekleştirmiştir. Hemen ardından da J.Caesar’ı öldüren Brutus ve Cassius’a yardımla suçlanan VII. Kleoapatra’yı sorgulamak üzere Tarsus’a davet etmiştir. Mısır kraliçesi Kleopatra eşşiz gemisiyle Tarsus limanına girişiyle kenti bir anda dünyanın kalbinin attığı en önemli merkez haline getirmiştir. Davetin altında yatan gerçek neden daha çok Doğu Akdeniz’de otorite sağlamak olsa da, bu işin hep “taktir-i ilahi” kısmı olarak tarihe geçmiş ve Tarsus kısa sürede ayyuka çıkan bir aşkın mekanı olmuştur. Çekici Mısır Kraliçesi ile ihtiraslı Roma Prensinin şehvetlerini soğukluğuyla ünlü Kydnos çayında söndürme girişimi bu nedenle antik dünyada hayli ses getirmiştir.
<table id=Table59 cellSpacing=3 cellPadding=1 width="100%" border=1><tr><td width="100%"></TD></TR></TABLE> |
Tarsus, M.Ö. 41-37 yılları arasında dünyanın daha çok romantik başkenti olarak görünse de ve biraz da bu aşk yüzünden siyasi anlamda M.Ö.30 yılına kadar zor yıllar geçirmiştir. Tarsus’un bu dönemden karlı çıktığı tek taraf ise, Augustus’un Actium Savaşı’nda yeniden kendi tarafını tutan Tarsusluları ödüllendirerek, özgür metropol ünvanıyla birlikte kendi hocası-aslında Tarsuslu olan- Athenadorus’u yönetici olarak atamasıdır.